Preeklampsi ve Eklampsi
Preeklampsi ve gebeliğe bağlı yüksek tansiyon ve diğer sistemik bulgular ile birlikte seyreden bir hastalık olan ve halk arasında “gebelik zehirlenmesi” olarak da bilinen eklampsi gebelikte en çok dikkat edilmesi gereken sorunlar arasında yer almaktadır. Oldukça riskli bir durum olan Preeklampsi’de anne adayında yüksek tansiyon, yaygın ödem ve idrarda protein bulunur. Bu tablo sadece gebelikte ortaya çıkmaktadır ve gebeliğin sonlanması ile birlikte ani ve hızlı bir düzelme gözlenir. Daha şiddetli durumlarda karaciğer fonksiyonları ve kanın pıhtılaşma mekanizması bozularak anne adayının hayatını tehlikeye atmaktadır. Tüm hamilelerin yaklaşık %5’inde ve genelde son 3 ayda ortaya çıkan preeklampsinin tek kesin tedavisi gebeliğin sonlandırılması, yani bebeğin doğurtulmasındadır. Eklampsi de ise tüm bunlara ek olarak anne adayında sara nöbetine benzer nöbetler görülebilmektedir.
Gestasyonel Diabet (Gebeliğe Bağlı Şeker Rahatsızlığı)
Gebelik sırasında ortaya çıkabilecek bir başka sağlık sorunu da diyabet yani şeker hastalığıdır. Anne de şeker hastalığı varlığı bebeğin normalden daha fazla büyümesine sebep olabilir. Bu tür bebekler makrozomik olarak isimlendirilir ve yeni doğanlarda karşılaşılabilecek sorunlar açısından yüksek risk altındadırlar. Gebeliğe bağlı şeker hastalığını engellemek mümkün değildir ancak erken dönemde tanısını koyup uygun şekilde kontrolü sağlanarak anne ve bebekte yarattığı riski en aza indirmek mümkün olabilmektedir.
Enfeksiyonlar
Enfeksiyonlar da gebelikte yüksek risk olusturabilmektedir. Soğuk algınlığı gibi yaygın görülen enfeksiyonlar anne ve bebek açısından genelde yüksek riskli rahatsızlıklardan sayılmazlar. Ancak parvo virus enfeksiyonları, toksoplazma, rubella (kızamıkçık) gibi bazı enfeksiyonlar nadir görülmelerine rağmen gelişmekte olan bebeği olumsuz yönde etkileyebilmektedirler. Gebelik öncesinde rubella geçirilip geçirilmediğinin kontrol edilmesi ve aşı yapılarak koruma sağlanması enfeksiyonun yaratacağı büyük risklerin ortadan kalkmasını sağlar. Toksoplazma ise çiğ ve az pişmiş et yememek, çiğ yenilen salataları çok iyi yıkayarak yemek ve evde kedi varsa kumunu değiştirmek gibi basit önlemler ile engellenebilmektedir.
Toksoplazma enfeksiyonu erken düşüklere, ölü doğuma veya bebekte kalıcı anomalilere sebep olabilir. İdrar yolu veya da vajina ile ilgili enfeksiyonlar ise erken doğuma sebep olabilen diğer faktörler arasındadır. Enfeksiyonlar arasında grup B streptokoklar (GBS) özel önem taşımaktadır. Pek çok kadının bağırsaklarında ve vajinasında bu bakteri bulunmaktadır. Anne için sorun oluşturmayan bu bakteri doğum sırasında bebeğe bulaşarak ciddi problemlere sebep olabilir. Anne adaylarında doğuma yaklaşırken GBS taraması yapılmalı ve pozitif bulunursa mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir.
Gebelikte Riskler Kime Bağlıdır?
Riskli gebeliklerde anne adayı için riskler bulunabilmektedir. Bebekte riskler mevcut olabilir veya rahim denilen uterustan bebeğe kan geçişini sağlayan plasenta açısından riskler görülebilir.
Anne Adayının Riskleri Nelerdir?
Anne adayının öncelikle yaşı önemlidir. 18 yaşından genç bir gebede; gebelik ve doğumda sorun yaşama riski daha yüksek olabilmektedir. Yine 35 yaş üzeri gebeliklerde de düşük vakaları, gebelikte tansiyon yükselmesi, gebelik şekeri görülmesi, bebeklerde kromozom anomalisi görülme riskleri daha çoktur. Özellikle çok kilolu bir hanımda gebelik tansiyonu ve gebelik zehirlenmesi olarak bilinen preeklampsi riski daha yüksek olacaktır. Anne adayındaki epilepsi, kalp, akciğer, karaciğer hastalıkları, böbrek hastalıkları gibi tüm sistemik hastalıkları, gebelikte yüksek risk oluşturabilmektedir.
Gebelikte geçirilen enfeksiyonlar özellikle viral enfeksiyonlar da hem anne hem de bebek açısından risk oluşturabilmektedir. Anne adayının geçirmiş olduğu ameliyatlarda önemlidir. Mesela batın için ameliyatları, batın içindeki yapışıklıklar, 3 ten fazla sezaryen ve genital organlar ile ilgili operasyonlar: hepsi risk oluşturabilmektedir.
Bebek İçin Ne Gibi Riskler Olabilir?
Bebeğin sağlıklı gelişimi en mühimidir. Fakat bebeğin fazla kilolu olması özellikle 4500 gr üzerinde olması doğumda istenmeyen bazı problemlere yol açabilir. Bebeğin yeterli kilo alamaması da ciddi bir risk oluşturabilmektedir. Bebeğin sağlıklı gelişimi için anneden yeterli kan akımının sağlanması gereklidir. Kan akımında sorun bulunduğunda yeterli oksijen ve gelişme oluşamayabilmektedir. Bebeğin içinde bulunduğu sıvının az ya da çok olması da çeşitli sorunların belirtisi olabilmektedir. Bebekte bulunan tüm yapısal kromozomonal ve genetik hastalıklarda riskli gebelikler kapsamında değerlendirilmektedir.
Plasenta İle İlgili Riskler Nelerdir?
Plasenta normalde rahim duvarına yüzeysel olarak yapışmaktadır. Plasentanın aşağı bölüme yerleşmesi, doğum kanalı girişini kapatması plasenta previa olarak isimlendirilmektedir. Plasenta previa ileri gebelik haftalarında kendini spontan kanamalar ile göstermektedir. Plasentanın yapıştığı yerden erken ayrılmasına dekolman plasenta denilir ve bebek hayatını ve anne hayatını tehdit eden ciddi kanamalara yol açmaktadır. Plasentanın rahim duvarına derin yapışması, hatta rahim duvarını geçerek komşu organlara özellikle mesaneye infaza olması, plasenta adezyon anomalileri olarak tanımlanmaktadır. Bu gibi durumlarda plasenta ayrılamaz, doğum veya sezaryen da çok ciddi kanamalara yol açabilmektedir.
Demek ki riskli gebelikler, gebelikte görülen birçok olumsuz durumu kapsamakta ve bu gibi durumlarda gebenin ve bebeğin sağlığı acısından uzmanı görüşü alınması gerekmektedir.
Leave a Reply